Eski ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya platformunda yaptığı açıklamalarla yeniden gündem yarattı. Kanada’nın ticari pratiklerine yönelik eleştirilerde bulunan Trump, "Yüzde 35'lik bir vergi başlayabilir" ifadesini kullandı. Bu durum, Washington ile Ottawa arasındaki ilişkilerin geleceği açısından endişe verici bir gelişme olarak değerlendirilirken, Kanada'da bulunan birçok işletme bu tehditlerin etkisini hissetmeye başladı. Ticaret savaşlarının etkilerini hâlâ üzerlerinde taşıyan Kanada'nın, Trump'ın bu açıklamaları sonrasında ne tür önlemler alacağı merak konusu oldu.
Donald Trump, 2016 yılında başkanlık görevine geldiğinden beri ticaret politikalarıyla sıkça gündeme geliyor. Gerek ikili gerekse çok taraflı anlaşmalarla ilgili sert eleştirileriyle bilinen Trump, özellikle komşusu olan Kanada’yı hedef alarak, Amerika’nın ekonomik çıkarlarını korumak adına sık sık sert söylemlere başvuruyor. Trump’ın Kanada’ya yönelik bu yeni vergi tehdidinin arkasında birçok faktör yatıyor. Öncelikle, Kanada’nın ABD ile olan ticaret ilişkileri, Trump döneminde gerginleşti. Özellikle otomotiv ve çelik endüstrileri, ticaretin en çok etkilendiği alanlar arasında yer alıyor. Trump, Kanada'nın belli başlı tarım ürünlerinde uyguladığı sübvansiyonları da eleştirerek, bu durumun ABD çiftçilerine zarar verdiğini savunuyor.
Trump'ın bu tehditlerine karşı Kanada hükümeti nasıl bir yanıt verecek? Kanada Ticaret Bakanı, medyaya yaptığı açıklamada, "Herhangi bir koruma önlemi ya da yeni vergi uygulamamıza gerek yok. Biz, serbest ticartin bilincinde olan bir ulusuz ve ticaretimizi korumak için uluslararası kurallara uyuyoruz" şeklinde konuştu. Ancak Trump’ın sert söylemleri, bazı Kanada'lı iş insanlarının endişelerini artırdı. Özellikle küçük işletmeler, böyle bir verginin hayata geçmesi durumunda ihracatlarının ciddi şekilde zarar göreceğinden endişe ediyor.
Yüzde 35’lik bir vergi oranı, Kanada için büyük bir etki yaratacak. Bu durum, Kanada'nın uluslararası pazardaki rekabet gücünü zayıflatabilir. Ekonomistler, Trump'ın bu yaklaşımının yalnızca Kanada'yı değil, aynı zamanda Amerika'nın ticaret ilişkilerini de olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Zira serbest ticaretin korunması, her iki ülkenin de faydasına olan bir durum. Ekonomik bağımlılıkların göz ardı edilmesi, geniş kapsamlı bir ticaret çatışması yaratabilir ve bu da her iki ülkenin ekonomisini tehlikeye atabilir.
Bu durum; sadece Kanada ile ABD arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda uluslararası ticaret sistemini de etkileyebilir. Trump'ın yaklaşımı, diğer ülkelerin ticaret politikalarını ve Amerika'nın global ticaretteki imajını sorgulatıyor. Öne sürülen vergi tehdidi, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, dünya genelinde serbest ticaretin geleceğini de sorgulanır hale getiriyor.
Dünyaya yön veren tedbirlerin alınması gerektiği şu günlerde, Trump'nın Kanada’ya yaptığı tehditlerin, daha geniş bir ticaret çatışmasının fitilini ateşleyebileceği düşünülenler arasında. Kanada hem stratejik hem de ekonomik olarak, ABD'nin en yakın müttefiklerinden biri. Bu bağlamda, iki ülke arasındaki olası bir gerginlik, sadece ekonomik alanı değil, siyasi alanı da etkileyebilir.
Kısaca özetlemek gerekirse, Trump'ın Kanada’ya yönelik yüzde 35'lik vergi tehdidi, birçok belirsizliği de beraberinde getiriyor. Önümüzdeki günlerde bir müzakere sürecinin başlayıp başlamayacağı merak konusu. Herkesin gözü, iki ülkenin üst düzey yetkililerinin yapacağı açıklamalarda olacak. Uluslararası ekonomik istikrarın sağlanması için, bu tür tehditlerin yerine yapıcı diyalogların önemine vurgu yapmak gerekiyor. Bu süreç içerisinde Kanada'nın nasıl bir yol izleyeceği ve ABD'nin tavrını nasıl şekillendireceği, hem kendi içinde hem de uluslararası arenada oldukça önemli gelişmelere yol açabilir.