Kafkasya, tarih boyunca birçok çatışmanın ve mücadelenin merkezi olmuştur. Ancak son dönemde, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın da ilgi gösterdiği Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşması, bu stratejik bölgedeki dinamikleri değiştirebilir. Bu anlaşmanın koşulları ve uzun vadeli sonuçları, bölgedeki uluslararası ilişkileri nasıl şekillendirecek? Uzmanların değerlendirmeleri ışığında, Azerbaycan-Ermenistan anlaşmasının çarpıcı detaylarını ve bölge için taşıdığı önemi inceleyeceğiz.
Azerbaycan ve Ermenistan, yıllardır devam eden çatışmalar ve tarihi anlaşmazlıklar sonrası 2023 yılında imzaladıkları yeni bir anlaşma ile barış umudunu yeşertti. Bu anlaşma ile birlikte taraflar, karşılıklı olarak toprak taleplerinin gözden geçirileceğini ve bölgede kalıcı bir çözüm için işbirliği yapılacağını taahhüt etmiştir. Trump, bu anlaşmanın arkasındaki itici güçlerden biri olarak, iki ülkeye barış çağrısında bulunmaktaydı. Anlaşmanın en önemli maddelerinden biri, her iki tarafın da geçmişte birbirlerine karşı uyguladıkları saldırgan politikaları sona erdireceklerine dair verdikleri sözlerdir. Ayrıca, insan hakları ihlalleri ve çatışmaların sona ermesi için bir mekanizma kurulması, taraflar için bir güvence sağlamaktadır.
Bu anlaşmanın sadece Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilere değil, aynı zamanda bölgenin stratejik konumuna sahip olan diğer ülkeleri de doğrudan etkileyeceği öngörülmektedir. Örneğin, Rusya ve Türkiye gibi bölgesel güçler, bu anlaşmayı destekleyerek Kafkasya’da daha fazla söz sahibi olma arayışlarına yön verebilirler. Özellikle Türkiye’nin Azerbaycan’a olan destekleri, Ermenistan ile ilişkilerde dikkate alınması gereken bir nokta haline gelmiştir. Bununla birlikte, ABD’nin bu süreçteki rolü de merak uyandırmaktadır. Trump’ın, bölgedeki dengeyi sağlamaya yönelik girişimleri, Kafkasya'da yeni bir güç dengesinin oluşmasına zemin hazırlayabilir. Dolayısıyla, Kafkasya’nın geleceği sadece bölgesel değil, uluslararası ölçekte de belirleyici bir hale gelebilir.
Sadece ikili ilişkiler değil, aynı zamanda enerji politikaları da bu anlaşmanın etkisi altındadır. Enerji hatları ve kaynaklarının güvenliği, her iki ülke için de kritik öneme sahiptir. Azerbaycan, zengin doğal gaz ve petrol rezervleri ile tanınırken, Ermenistan ise stratejik konumuyla bu enerji kaynaklarının transit geçişi açısından önemli bir role sahiptir. Anlaşma çerçevesinde bu kaynakların yönetimi ve paylaşımında da ortak bir vizyon oluşturulması beklenmektedir. Enerji kaynakları üzerinden kurulacak olan işbirliği, iki ülke arasındaki barışın kalıcılığını sağlayan unsurlardan biri olabilir.
Sonuç olarak, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan bu anlaşma, sadece iki ülke ilişkilerini değil, bölgedeki tüm dinamikleri etkileyebilir. Eski ABD Başkanı Trump’ın barışa yönelik çabaları, bu süreçte önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Anlaşmanın uygulanması ve taraflar arasındaki işbirliğinin güçlenmesi, Kafkasya’nın huzurlu bir geleceğe doğru yol almasını sağlayabilir. Ancak, bu süreçte uluslararası aktörlerin de devreye girmesi, sürecin seyrini değiştirebilir. Kafkasya, hem bölgesel hem de küresel ölçekte hâlâ birçok sorunun çözümünü bekliyor.