İsrail ve İran arasında patlak veren çatışmalar, altıncı gününe girdi. Tüm dünya bu savaşı endişe ile izlerken, bölgedeki siyasi dinamikler de yeniden şekilleniyor. Birbirine rakip iki ülkenin güç gösterisi, hem askeri hem de diplomatik alanda büyük yankılar uyandırıyor. Bu yazıda, İsrail-İran savaşının başlamasından bu yana yaşanan gelişmeleri, uluslararası tepkileri ve bu çatışmanın bölgedeki diğer ülkeler üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.
Savaşın fitilini ateşleyen birkaç temel neden bulunmaktadır. İlk olarak, İran’ın desteklediği milis grupların İsrail sınırına yakın bölgelerdeki faaliyetleri, Tel Aviv'i büyük bir tehdit olarak algılamasına neden oldu. Bunun yanında, İran’ın nükleer programı üzerindeki uluslararası tepkisizlik, İsrail'in bu konuda harekete geçmesine sebep oldu. Her iki ülkenin de karşılıklı olarak birbirine açtığı savaş jestleri, birikmiş gerilimlerin patlak vermesine zemin hazırladı.
İkincil bir etken ise, bölgedeki jeopolitik gelişmelerdir. 2020’deki Abraham Anlaşmaları sonrası, bazı Arap ülkeleri ile normalleşme sürecine giden İsrail, bu sürecin İran için bir tehdit oluşturduğunu düşünüyor. Bu bağlamda, İran’ın İsrail karşısında daha kararlı bir duruş sergilemesi kaçınılmaz oldu. Savaşın başlamasıyla birlikte, iki taraf arasındaki düşmanlık ve nefret daha da derinleşmiş durumda.
İsrail-İran savaşının başlaması, dünya genelinde birçok ülkenin dikkatini çekti. ABD, Avrupa Birliği ve Rusya gibi büyük güçler, çatışmaya yönelik çeşitli açıklamalarda bulundular. Amerika Birleşik Devletleri, İsrail'in meşru savunma hakkını desteklediğini belirtirken, İran’ın tavrını da kınadı. Avrupa Birliği ise, her iki tarafın barışçıl bir çözüme ulaşması için diyalog çağrısı yaptı. Bu durum, savaşın yalnızca bölgesel değil, küresel boyutlarda da yankı bulmasına sebep oldu.
Bölgedeki diğer ülkeler de savaşın etkilerinden nasibini aldı. Lübnan, Suriye ve bazı Körfez ülkeleri, olası bir genişlemeyi önlemek için hazırlıklarını artırmaya başladı. Özellikle Lübnan'daki Hizbullah milisinin, İran’a destek vermesi, çatışmanın daha da büyüme potansiyelini artırıyor. Ayrıca, Suriye’deki iç savaşın devam etmesi, İran'ın bu çatışmadaki rolünü daha karmaşık hale getiriyor. Mevcut durum, Ortadoğu’nun jeopolitik haritasının yeniden şekillenmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, İsrail-İran çatışması, altıncı gününde de sürüyor ve bölgedeki karışıklıkları derinleştiriyor. Çatışmanın nasıl bir seyir izleyeceği, hem bölgesel hem de global güçlerin bu konudaki tutumlarına bağlı olacak. Barışçı bir çözüm için umutsuz bir beklenti içerisinde olan dünya, olayları dikkatle izlemeye devam ediyor. İleriye dönük bu savaşın, hem siyasi hem de sosyal açılardan yaratacağı yıkıcı etkiler oldukça fazla. Küresel ölçekteki gerginliklerin artışı, tüm dünyanın huzurunu tehdit edebilir.