Bingöl’de geçtiğimiz günlerde etkili olan sağanak yağış, birçok bölgede hayatı olumsuz etkiledi. Şehir genelinde aniden bastıran şiddetli yağışlar, tarım alanlarını sular altında bırakmanın yanı sıra, hayvancılıkla uğraşan aileler için büyük bir tehdit oluşturdu. Ahırların suyla dolması, hem hayvanların sağlığını riske attı hem de besicilerin maddi kayıplarına yol açtı. Yerel yönetimler, selin ardından hasar tespit çalışmalarına hızla başlarken, çiftçilere yönelik acil destek çağrıları da yapılmaya başlandı. Bu talihsiz olay, Bingöl’de yaşayanların hem tarımsal hem de ekonomik zorluklarla karşılaşmalarına sebep oldu.
Son yıllarda iklim değişikliği nedeniyle artan aşırı hava olayları, Bingöl gibi birçok bölgeyi de etkisi altına almaya devam ediyor. Şiddetli yağışlar, sadece büyük şehirleri değil, kırsal alanları da tehdit eder hale geldi. Bingöl’de yaşanan sağanak yağış, 24 saat içerisinde bölgedeki tarım arazilerinin büyük bir bölümünü etkisi altına aldı. Toprakların suyla dolması, ürünlerin çürümesine neden olurken, çitler ve sulama sistemleri de zarar gördü. Çiftçiler, bu doğal afetten büyük kayıplar yaşayarak, ekim-dikim döneminde zor günler geçireceklerini ifade ediyorlar. Bunun yanı sıra, hayvancılık yapan aileler, ahırların sular altında kalmasıyla hayvanlarını kurtaramamanın endişesini yaşıyorlar.
Sel felaketi sonrası Bingöl Belediyesi ve İl Özel İdaresi, acil durum yönetim birimlerini devreye sokarak, hasar tespit çalışmalarına başladı. Alınan bilgiye göre, yaklaşık 150 çiftçinin mahsulleri büyük ölçüde zarar gördü. Yetkililer, vatandaşların mağduriyetini en aza indirmek için çeşitli destek projeleri üzerinde çalışıldığını açıkladı. Sel nedeniyle zarar gören hayvanların ve hayvan sahiplerinin durumu ise ayrıca ele alındı. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan gelen uzmanlar, sel sonrası çiftçilere nasıl destek verileceğini ve hayvanların tedavisi için gerekli önlemleri aktardı.
Bingöl'deki yerel yöneticiler, bu tür olayların öncelikli olarak önlenmesi gerektiğini vurguladı. Altyapının güçlendirilmesi ve yağmur suyu drenaj sistemlerinin iyileştirilmesi gerekliliği, yaşanan felaketten sonra ek gündem maddesi haline geldi. Uzmanlar, yarının tarım alanında daha sürdürülebilir çözümler bulabilmek için bu tür olayların meydana gelmeden önce alınabilecek önlemlerin sıkı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Sonuç olarak, Bingöl’deki sel felaketi, sadece o anki zararlarla sınırlı kalmayacak; uzun vadede de tarım ve hayvancılık gibi temel geçim kaynakları üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Bölge halkının dayanışma içinde olması ve devletin bu durumu göz ardı etmemesi büyük bir önem taşıyor. Afetzedelerin yaralarının sarılması, yalnızca mal kaybıyla değil, ayrıca moral ve motivasyon açısından da sağlanmalıdır. Bingöl halkı, bu zor günlerde birbirine kenetlenerek, sel sonrası hayatın tekrar normale dönmesi için mücadele etmek zorunda. Ancak, hükümetin acil önlemler alması ve destek programlarının devreye girmesi gerek.”