Dört gündür kaybolan ve arama kurtarma ekipleri tarafından yoğun çabalarla aranan mimar Ece Gürel, nihayet Belgrad Ormanı'nda sağ olarak bulundu. Tüm İstanbul'un merakla beklediği bu haber, herkesin yüreğine su serpti. Gürel'in kaybolması, yakınları ve arkadaşları tarafından büyük bir endişe ile karşılanmıştı. Yerel otoriteler ve gönüllü ekipler, geniş kapsamlı bir arama başlatmış ve günler boyunca Belgrad Ormanı’nın derinliklerinde Gürel’i aramışlardı.
Ece Gürel'in kaybolduğu gün, İstanbul’da etkili olan yoğun yağmur ve kabaran nehirler, arama çalışmalarını zorlaştırmıştı. Ailesinin kaybolduğunu fark etmesi üzerine derhal polise haber verildi. İlk günkü arama yürütme çalışmaları, ormanlık alandaki karmaşık doğal yapılar sebebiyle geç saatte sonuç vermedi. Ancak bu durum, arama ekiplerinin yılmadan çalışmaya devam etmesine engel olmadı. Çeşitli çevre kuruluşları ve gönüllüler, belgelere dayalı olarak Gürel’in hangi güzergahları takip etmiş olabileceğini belirlemek adına katkı sağladılar.
Üçüncü günün sonunda, arama kurtarma ekiplerinin dikkatini çeken bazı ipuçları ve tanıkların verdiği bilgiler doğrultusunda, arama çalışmaları Belgrad Ormanı’nın daha az bilinen kesimlerine yoğunlaştırıldı. Özellikle, bölgedeki eski yürüyüş yolları ve yerleşim alanları üzerine yapılan araştırmalar, umut verici gelişmelere sahne oldu. Bu süreç zarfında sosyal medyada Gürel'in fotoğrafları ve kaybolduğu günle ilgili bilgilerin paylaşılması, halkın dikkatini çekti ve pek çok kişi arama çalışmalarına destek verdi.
Nihayet, çok beklenen sonuç 24 Ekim sabahı geldi; mimar Ece Gürel, Belgrad Ormanı’nda bulunan bir yürüyüş yolu üzerinde sağ salim bulundu. Ekipler, Gürel’in bulunduğu bölgedeki sağlık kontrolünü hızla gerçekleştirdi. Yapılan ilk sağlık taramasında, Ece Gürel’in fiziksel durumunun iyi olduğu ancak moral ve psikolojik olarak zor durumda olduğu belirlendi. Kaybolma sürecinde yaşadığı stresi atlatması için hem aile hem de profesyonel psikologlar tarafından destek alması önerildi.
Gürel’in, kaybolduğu gün yalnız bulunduğu ormanlık alanda geçirdiği zaman dilimi hakkında henüz net bir açıklama yapılmadı. Ancak, ailesinin ve dostlarının ona duyduğu özlem, bulunduğu anın mutluluğu ile birleşince kaybolma sürecinin getirdiği endişe, yerini derin bir sevinç ve rahatlamaya bıraktı. Ece'nin kısa sürede evine dönmesi, sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar ve yardımlaşmaların ne kadar etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu olay, aynı zamanda kaybolma vakalarının önlenmesi adına alınacak önlemleri ve insanların doğa ile olan ilişkisini de düşünmeye sevk etti. Ece Gürel'in bulunduğu bölgedeki arama kurtarma çalışmalarında görev alan tüm ekiplerin özverisi ve katkıları, kamuoyunda büyük takdir topladı. İnsanların birbirlerine yardımcı olma ruhu, belirsizlikler karşısında kenetlenmenin ve dayanışmanın önemini bir kez daha gösterdi.
Bunun yanı sıra, sosyal medya üzerinde paylaşılarak farkındalık oluşturulması, kaybolmaların önlenmesi adına neler yapılabileceği konusunda önemli bir tartışma başlattı. Toplum olarak bu tür olaylar karşısında daha dikkatli ve duyarlı olunması gerektiğine dair sesler yükselmeye başladı. Bu bağlamda, Ece Gürel'in durumu, yalnızca bireysel bir kaybolma deneyimi olarak kalmayıp, toplumsal bir farkındalık hareketine dönüşme potansiyelini de içinde barındırıyor.
Son olarak, Ece Gürel’in ailesine ve dostlarına benim gibi tüm insanların en içten dilekleriyle geçmiş olsun dilekleri iletildi. Ece'nin daha sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmesini gönülden diliyoruz. Bu süreçte gösterdiğiniz dayanışma ve sevgi, insanlığın en güzel yönlerinden birini sergiliyor. Ece Gürel’in hikayesi, belki de gelecekte benzer durumların yaşanmaması için toplumsal duyarlılığın artmasına vesile olacaktır.